Küçük bir kız çocuğuydum ben tıpkı diğer çocuklar gibi... Erken kaybettim hayata dair masumiyetimi, işte o vakit diğer çocuklarla ayrılıverdik. Onlar evcilik oynamaya devam ederlerken bahçelerinde, ben hayata direnmekle meşguldüm. Herkesten önce yoruldum doğru ancak onlar hala şaşırırken hayatın getirdiklerine, ben sahte bir tebessümle karşılıyorum geleni.
Her gece kendi kendime kaldığımda ellerimi seyrederim. Sanki bana ait değillermiş gibi, sanki benden çok uzun süre önce vazgeçmişler gibi, bir tuhaf, bir bezgin dururlar hep. Eskiden üzülürdüm, şimdi... Şimdilerde pek bir şeye üzülemiyorum açıkçası. Dediğim gibi vaktiyle yeterince üzüldüm, bu yüzdendir ki ben yaşadığım yılları kafi görüyorum artık. Bu sana ilk ve son anlatışım olacak derdimi, o yüzden iyi dinle...
Bu hayat denilen karmaşa bende anlamını yitirmeye başlamıştı ki seni tanıdım. İnsanın istediklerine sahip olması için cesaretin yeterli olduğunu düşündüğüm anda sana aşık oldum ve geç de olsa fark ettim ki biraz da şans gerekiyormuş, değil mi? Gözlerine ilk baktığımda anladım ki bu can senindi artık; işte şimdi sıçtık...
Bütün cesaretimle geldim sana ama pek bir işe yaramadı ilk başta. Sonra daha fazlasını göstermeye karar verdim. Önceleri beraber girdiğimiz her kavgaydı fırsatlarım. İlerleyen vakitlerde baktım ki sen aslında yapmam gereken buymuş edasıyla cesaretimi görmezden geliyorsun.
Tanıştığımızın 2. ayıydı sanırım, önüne geçip kurşununa hedef olalı.Şöyle bir başımı okşayıp "helal sana!" deyiverdin, sanki bunu senin için herkes yaparmış gibi... Dedim ki kendi kendime "bu cesaret yeterli değil, daha fazlası gerek"...
Ben gözlerine ilk baktığımda bu can senindi, unutma...
Sonraları daha cesur olmanın vaktidir dedim kendimce; seni ellere emanet ettim, kah kahalarını dünyanın en güzel senfonisi gibi dinledim sen başka kollardayken. Ne yapsam gösteremedim sana cesaretimi, cesaretim sevgim demekti benim için.
Sana kayıtsız şartsız geldiğim bir günde anladım bunların hepsi boşunaydı; sen görmek istediklerini görüyordun sadece... Bu cesaretin bana bir faydası yoktu. İşte o gün karar verim; verilen hediye geri alınamazdı, pehhh!!!
Ben gözlerine ilk baktığımda bu can senin oldu, dönüşü yoktu çünkü bu can artık sadece acı veriyordu. Sahibine kavuşmasının vakti gelmişti.
Şimdi sana yazdığım bu mektubu canımdan akan kanımla yazıyorum. Bir daha bu kadar acımasın diye canımı sana veriyorum. Sonsuz aşk bu olsa gerek çünkü ben şu anda sana bunları anlatırken göklere emanetini yolluyorum. Canıma, canına iyi bak; o artık senin... Benim cesaretim buraya kadar, şans mı ??? Ahahah hiç uğramadı kendisi buralara...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder