- Merhaba, ben yalnızlığım, ismim mavi,
dedi.
- Yalnızlık siyah zannederdim.
- Yalnızlık mavidir. Gökler, denizler hep yalnızdır, dedi.
Düşündüm, daldım gittim, göklere denizlere; ben ne vakit gökle deniz arasına sıkıştım diye. Sordum sonra;
- Sevgi ne renktir? diye
- Sevgi pembedir, dedi.
- Peki aşk? dedim,
- Aşk yeşildir, dedi. Gönlü yeşerir insanın yeni heyecanlarla, miden bulanır o heyecandan, yüzün yeşerir, dedi gülümseyerek.
- Ben bütün renkleri yanlış biliyormuşum öyleyse, dedim.
- Yanlış değil, insanoğlu kendine göre renklendirdi vaktiyle duyguları, dedi.
- Fark etmiyor insan yaşarken, dedim.
- Neyi?
- Ben bütün pembemi ona vermişim ama sonu kosakoca, uçsuz bucaksız bir maviymiş bu hikayenin.
- Çok mu üzgünsün? dedi,
- Evet, dedim. Hüzün ne renktir?
- Sarıdır, dedi.
- Ben sarı mıyım şu an?
- Sen şu an bembeyazsın, dedi
- Neden ki? Beyaz nedir? dedim,
- Maviden sonra gelir, ölümdür, dedi.
Bir an durdum öylece. Sonra içimde ölenleri oracığa gömdüm ve arkamı dönüp maviye doğru yürüdüm...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder